Sütü bozuk*…
Ağır
laftır. Anadolu’da sıkça kullanılan bir niteleme, sütü bozuk. Hani kanında var,
der gibidir. Hani böyle kötülük ediyorsa, böyle şerefsizlik ettiyse, olsa olsa
sütüdür bozuk olan. Sonradan öğrenilmiş olamaz yani ettikleri. Etkilenmiş, bir
sinirli anına denk gelmiş olamaz, kasıtlıdır. O kadar kötüdür yani. O kadar ki
geçmişten geliyor olmalıdır. Bir kin, bir intikam duygusuyla bezenmiş,
kendinden önceki nesilleri de saran ve kaynağını oradan almış bir edim söz
konusu olmalıdır. Nesillerdir bozuk süt, anadan evlada aktarıla aktarıla
kötülüğü de bünyeden bünyeye geçirmiştir. Karşı taraf sütünün bozukluğundan
vurulan demle, kendisinden bekleneni yapmıştır. Lafın içerdiği şaşkınlık, bu
kötülüğün büyüklüğünden gelir.
Sütü bozuk…
Ağır
laftır. Böylesi ağır lafları ettiğinizde, karşı tarafın sizden yana şikayetçi
olması doğaldır. Hakaret sayar kimisi, belki kimisi altında kalıp ezilir. Ne
demektir yahu! Ben kötüyümdür, etmişimdir bir şerefsizlik, etmişimdir de
sütümün yani genetiğimin yani soyumun ne alakası vardır! Yine de burada şikayet
edilen, bir parça söylenen lafın ağırlığının kendisi dışındakilere
bulaştırılmasıdır. Hani eşşoğlu eşek nasıl karşındaki dışında bir de onun
soyuna edilmiş bir laftır, sütünün bozuk olması da kendinden öteye giden bir
sorumluluk ve suçluluk duygusunu barındırır.
Sütü bozuk…
Ağır
laftır. Bugünlerde bir slogandır. İlk gününden beridir yapılan kötülükleri
türlü sloganlarla sokaklarda yankılanan iktidarın, ettiği son kötülüğün
resmedilişidir ve sözün içerdiği anlam bakımından ironiktir. Çünkü bu defa söz
konusu olan gerçekten süttür!
Uşak,
işbirlikçi, hayvanlar alemi ve daha niceleri “hakaret sayılarak” tepki görmüş,
kimi zaman bazısı yargı karşısına çıkarılmış hatta cezalandırılmıştır. Şöyle
düşünülebilir; neden uşak olsun ki? İstihdam açısından uşaklık statüsünde
çalışmamaktadır ya da hayvanlar aleminde resmedilmiştir de soy olarak insan
soyundan geldiği konuşabiliyor olmasından mütevellit aşikardır. Haklıdır
şikayet eden böyle bakıldığında. Lakin kardeşim bu kez ne diyeceksin? Bozuk
çıktı sütün?
İktidara karşı
söylenen onca yaratıcı slogan arasında ilk kez bir slogan, tasarımın süreci
açısından “yaratımına gerek duyulmayacak kadar açık bir şekilde” kendini ortaya
koymakta hatta dayatmaktadır. Belki de ilk kez bir slogan, sadece gerçeği
söyleyerek tek taşla iki kuşu yere sermektedir. Ne teşbihtir ne doğrudan
niteleme. Adlı adınca bozuktur süt. Hem çocuklarımıza içirilen hem zamanında
kimilerince içilmiş olan. Yani geçmişten bugüne, yani belki de 150 yıldan beri,
dinmek bilmeyen bir kinin, intikam duygusunun ürünüdür bu süt ve bozuktur.
Kimsenin başına
gelmesin, kimseye edilmesin bu laf derler kırlık yerde babaanneler, kötü bir
olaydan sonra olayın failinden acınası bir ses tonuyla bahsettikten sonra. Sütü
bozuk olana acınır. Zavallıdır çünkü o. Alnından hiç silinmeyecek bir lekedir
sütü bozukluk.
Bugün bu slogan
bize bir şey hatırlatmaktadır, görmek lazım. Slogan, gözümüzü açmayı salık
vermektedir. Ağırdır, ancak hakaret değildir. Ağırdır, sadece lafı yiyeni değil
sloganı atanı da bağlar. Tespit doğrudur ve gereği yapılmalıdır. Kırlık yerde
kesilen sütten bir şeyler yapılır da bozuk süt… Dökülür… E, ne duruyorsun?
Sütü bozuk…
Ağır
laftır vesselam.
*Sütü bozuk: (Kaynak:
TDK) 1. sıfat, mecaz Kötü
soydan gelen (kimse) 2. Aşağılık, soysuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder