27 Eylül 2016 Salı

YAD 3 Ekim'de raflarda diye bir şey duyduk doğru mu?

efenim duyduk deyin duymadık demeyin çok bozuluyor yazar.

yılların emeği, 40 yıllık serüvenim YAD, 3 Ekim'de raflarda.

Konuyu seçmemde, o acayip kurguları birbirine bağlamamda süper katkıları olan Amerika serüvenime (ve içindeki tüm gerçek kişilere),

Tee ne zamanlar edebi yeteneklerini konuşturarak romanın tema oluşumuna katkı koyan editörlere ve edebiyat dünyasından arkadaşlarıma,

Türkiye'nin biricik polisiye yayınevi Labirent Yayınları'na,

Kahrımı çok çeken nazik insan yayın yönetmenim ve sevgili arkadaşım Hüseyin Çukur'a,

O muhteşem kapağın tasarımcısı Mazhar Bilgiç'e,

Editörüm Onur Koçyiğit, son okumaları yapıp kılı kırk yaran Yoldaş Özdemir ve sayfaları inci gibi dizen Eren Taymaz'a,

Yıllardır, sonra aylardır ve en son birkaç haftadır "hadiiii çıksın artık romanııın" diye başımın etini tatlı tatlı yiyerek heyecanımı tavana çıkartan tüm dost, akraba ve sevenlerime,

Bu blogu sessiz sedasız takip eden, arada selam gönderen, belki hiç tanımadığım, belki de hemen yanıbaşımdaki herkes hepiniz, tüm straz taşlı kitlem!

Ama en çok da;
Bana romanı yazdıran bu hayat serüveninin yaratıcısı anneeeem ve hiç tanıyamasam da oralarda bir yerlerde yıldız tozu babama,..

teşekkürlerimle...

seneye bu zamanlar, "vay be, ne günlerdi di mi..." heyecanıyla ikinci romanı okuyor olmak dileğiyle...

hepinizi acayip kucakladım straz taşlı kitlem!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sade Hayat Kumpanyası

Gülüşü güzel, dev aynasında  Masmaviydi gözleri. Gördüm. Elimi tuttu sonra, Kızıldı saçlarım, Sarı değildi onunkiler oysa. Sözleri bir çar...